Vücudumuzdaki bu işleyiş oldukça dikkat çekiciyken aslında kalbin pompalaması tek başına yeterli midir?
İmkânsız gibi görünen bu sistem, aslında tek başına yeterli değil. Gelin anlatalım.
Bacaklarımızdaki kan, yer çekimine rağmen yukarı doğru akıyor.
Bu oldukça merak uyandırıcı bir olay olsa da aslında kalbin pompalama gücü tek başına bacaklardaki kanı yukarı doğru taşımak için yeterli değildir. İşte bu noktada devreye giren ikinci bir sistem giriyor: kaslarımızın ve damarlarımızdaki kapakçıkların iş birliği.
İnsan vücudu, bacaklarımızdaki kanı kalbe geri götürmek için birçok mekanizma geliştirmiştir. Damarlar boyunca yerleşmiş küçük kapakçıklar, kanın geriye doğru akışını önler. Bu kapakçıklar, bacak kaslarımızın kasılmasıyla birlikte çalışarak kanın tek yönde hareket etmesini sağlar.
Özellikle yürüme, ayakta durma ve diğer fiziksel aktiviteler sırasında, kaslarımız damarları sıkıştırarak kanın pompalanmasına yardımcı olur.
Bu süreç, “muskulovenöz pompalama” olarak adlandırılır ve yerçekimine karşı etkili bir direnç sağlar. Ancak bazen bu kapakçıklar düzgün çalışmayabiliyor ve kan geriye doğru kaçabiliyor.
Bu durumda, bacaklardaki damarlar şişiyor ve varisli damarlar oluşuyor.
David J. Tibbs’in belirttiği gibi, yerçekimi sürekli olarak uzuvlarımızın venöz sistemine karşı bir etki yapıyor. Kapakçıkların işlev bozukluğu durumunda, kanın geriye doğru akması ve buna bağlı olarak venöz basınçta artış meydana gelebiliyor.
Sağlıklı kan dolaşımı için düzenli fiziksel aktiviteyi unutmayın.
Yürüyüş, koşu, bisiklet sürme gibi aktiviteler, bacak kaslarınızı aktive ederek kan dolaşımını artırır ve bu sayede venöz dönüşümü destekler. Bu basit ama etkili yöntem, bacaklarınızdaki kan akışını artırmak için doğal bir çözüm sunuyor.